22 Aralık 2009 Salı

off da ne off

Güneşi kaybettik gören varmı?:):)
Bazan insan özlüyor, kışın bile yakıcı, o güneşi....Tıpkı sevdiklerimizi özlediğimiz gibi... neden off? burada hava hep kara bulutlu, güneş, gökyüzüne küsmüdür nedir? bilinmez...durup durup ağlıyor, ara ara sürekli yağmur yağıyorr...Anladım tamam kış, ama bir kış güneşi ara ara cıkmaz mı? ortaya. Neyse biz güneşten vazgecelim, kar yağmasını bekleyelim bari. Bu gün Efe Can la evin altını üstüne getirdik, bir oyunlar kurduk, oynadık ama mutlu olamadık sanırım. Ece Su'yun dünya umrunda değil tabi, karnı tok, altı kuruysa bir sorun yok ona göre. Bu arada kocaman bir MAŞŞALLAH!!! kızıma. Zil caldı, koştuk kapıya, gelen eşimdi. Sıkıntıdan patlamak üzereyken, imdada yine eşim yetişti.Çok hızlı hazırlanıp, kendimizi atık dışarıya... çarşımızı turladık, AVM yi dolaştık, oğlumuza ev aldık.Burdan anlaşılıyor ki birde evcilik oyniycaz oğlumla.... Günde kesin 2 saat, araba oynuyoruz ikimiz...nasıl oynuyoruz? önce bütün arabaları park ediyoruz. kötü araba benim olmak satıyla, oyuna başlıyoruz.Arabamız bozuluyor tamire gidiyoruz, yıkatmaya gidiyoruz, polisler durutuyo ehliyet gösteriyoruz vs aslında eğlenceliii...Oğlumuz sarı rengi çok seviyor, market alış verişlerinde bu araba yoksa bize o alışveriş bir işkenceye dönüyor. Bu arabanın kırmızısı olsa binmiyor,sarı arabaların hepsi doluysa alışveriş, yapmadan bile geri gelebiliyoruz..hatta evdeki de bütün arabaları hemen hemen hep sarı, mavi..

Ev istedi bizden ve bizi şasırttı! genelde arabadan başka oyuncak, almaya alışık olmadığımız, oğlumun nerden aklına, geldiyse aldık. Korktuğumuz başımıza geldi.Eve döndüğümüzde babasını, cadırın içine sokup, benim evimde iç çayını dedi. Babasıda cadırın içinde cay zevkine devam ettii:):) Bakarmısınız hiç yakışıyormu şu biberon? 4 yaşına girdik yaa.... vazgeçilmezi ama ne yapsın cocuk... dileğimiz okula giderken, biberon taşımaması....

19 Aralık 2009 Cumartesi

Çat kapı....


Keban lojmalarında arkadaşlarımızda yemeğe davetliydik. Harika özenle, emekle yapılmış içli köftenin ve doyasıya muhabetin ardından saat ilerlemişti, kalktık. Tam gidiyorduk ki aklımıza Sevila'ya çat kapı yapmak geldi. Saat oldukca ilerlemişti, tlf etik 5 cevapzız cağrı bıraktık ,Sevilay tlf na bakmayınca dahada meraklandık.veee ÇAT KAPI yaptık. Bizi görünce cok mutlu olduğu her halinden belliydi. Yüzünde gülücüklerle bizi karsıladı. Geceye limon sıkan yine Efe Can oldu. Bana sürekli anne çiş, anne süt, anne mama rahat vermedi. Sevila'yıda cıldırttı küçük bardak istemiyor, büyük bardak. Aslında bu kadar bize yüklenmezdi ama Sevilay bekar olunca evde oyuncak ve çocuk olmayınca oğlum sıkıldı. Kıvrandı, uyudu . Biraz rahatca sohbet ettik.Gece kahvesi içtik.Kızımız kalktı dödük.Sevilay a oğluma sabrından ve güler yüzüden dolayı tşk ediyoruz... Kızımız Sevilay'ın evinde uyuya kaldı...

KARŞI KOMŞU KIZI HACER EVLENDİ....


Bütün apartman, düğüne davetliydik. Elazığ da düğün nasıl olur merak içindeydik, düğüne gidildi, merak bitti.Düğün güzel geçti, bizim düğünlere kıyasla biraz daha halay ağırlıklıydı.. Davullar la halay çekildi..


Düğünde yine babamız yoktu, işi nedeniyle. Komşularımız vardı yanımızda beraber izledik, eğlendik...

Oğlumda kızımda gayet eğlendiler, kızım davul sesini pek sevdi. Davul vurdukca kızım kahkaha atı, cok şirindi çok. Sonra oğlum anne kalk oynayalım, dedi. Oğlumla karşılıklı oynadık. Baksen büyümüşte anneciğinle oynarmışş......Bu arada Hacer'e mutluluklar diliyoruz.....

17 Aralık 2009 Perşembe

Yağmura rağmen....

Yağmura ve soğuk havaya rağmen neler yapmadık ki;
ama çook sıkılıyoruz evde, babamızda olmayınca olmuyor ama işi nedeniyle bir çok gezmemizde bizimle değil.Çocuklarla geçirilen harika zamanları hep kacırıyor, alıştık artık buna.Aslında bu gün için planlarımız başkaydı ama biz içimizden gelen sese kulak verdik. Yeliz ve Yaren de sağ olsunlar bize eşlik ettier. Önce çarşıdaki küçük işi halledip, Akgün AVM ye gitiik. Çocuklara göre oyun salonunda biraz Efe Can ve Yareni gezdirdik, onlarla çocuk olduk.Çocuklarımızın yüzündeki tebessüm bizi çok mutlu etti. Ardından yemek ve alışveriş yaptık. Çalan telefonumun sesiyle kendime geldim, arayan eşimdi ve evdeydi. saat nekadar çok ilerlemiş akşam olmuştu.Efe Can babasına yapacağı süprizleri elinde sımsıkı tutarak eve dödü. Günün muhasebesiyse ; eve dönüşte yüzdeki tebessümlerdi. Merdivenleri supriz paketleriyle koşarak çıkan oğlum, açılan kapıda babasına, SÜPRİZ!dedi...

Yare'nin yüzündeki tebessümm....Oğlumla çocuk olmak, harika bir duygu!
Oğlum ekran daki arabalara dikkatini vermiş durumda...

16 Aralık 2009 Çarşamba

Bizimleler...


Elazığ iline geldiğimizden bu yana bizi yalnız bırakmayan arkadaşlarımız..
Birileri mutlaka olurdu ama bunlar kadar sıcak olmazdı sanırım; hemen hemen her anımızda yanımızdalar bana bir gurbette oldumu unutturanlar onlar.Özellikle biz kadınlar arasında özel bir bağ var.Yeliz ayrıca hemserim bu sehre ev eşyalarımız aynı nakliyatta geldi, içimizde aynı hüznü tasıyoruz, memleketimizi çook özlüyoruz. Ve çocuklar Medine'nin 1 oğlu, Yeliz'in ise 2 kızı var. Yaren uyumuştu resimde yer almamış, çocuklarımızda iyi anlaşıyor sayılır bazen cok iyi işeyler yaparken anında kavgaya dönüşüyor oyun. Ayırmakta bize kalıyor. Bu resimde Yeliz de yemekteydik, yemek üzerine harika becerileri var. O tatlı yorgunluğun üzerine yüzündeki tebessüme bakarmısınız...


Veee babalar çocuklarıyla...

oğlum sinirlendi resimde yer almadı.Ah Efe Can ah...
kızımıza dikkat, yine pusette....

Kızım ağlayan keki yüzüne gözüne sürerek yiyor, en bayıldığı kek...
Gerci herseye bayılıyorda ( lahmacuna ) bile:)
Medine sağ olsun, oğlu kreşte olduğu için daha rahat gün içerisinde de okul cıkışı gelebiliyor... Antalya tatilimizde onu özlediğimi hissettim. Tatil dönüşünün hemen akşamı Medine idik.Öyle güzel hazırlamış ki herşeyi yorulmuştur mutlaka, üzerinede Efe Can pek çekilmez sanırım ama ne yapsın, oğlum onu cok seviyor ki! sacından bile sürüklüyor. Medine cocukların dilinden anlayan ii bi anne, saç olyından sonra canı cok acıdı ama Efe Can ı sakinleştirmek için bişi anlatıyor ona ve sakinleşiyor oğlum . Kendi çocuğu gibi seviyor, inanıyorum değilse zor katlanılmaz...


Süper 2 li Yağız ve Efe can!!!
Yağız oğlumu anlamakta, zorlanıyordu. Hatta birgün babasına,
- baba sanırım Efe Can ingilizce konuşuyor.
Demiş...Kreşte ingilizce falan öğreniyor ya oğlumun konuşmasını ondan ingilizceye benzetti herhalde... artık oğlum ne derse desin, Yağız da olayı çözmüş durumda anlaşıyorlar artık....

Burada zaman geçirebileceğimiz, sadece 2 avm var. Misland avm ve Akgün avm. Oralara gidiyoruz ara ara:( Bu sehirde komsuluklar iyi genelde ev gezmesi daha popüler, yapacak bir şey yok çün ki........
yazın biraz hareketleniyorda, kışın...:(:(
Babanın Efe Canı dikkatle dinlediği an.
Ne istediğini anlamak için...
Medine 2. bir bebeği çoook istiyor ama cesareti yok. Halbu ki oğlu o kadar uslu ki.. O da Ece Su da bebek özlemini gidermeye çalışıyor. Sanırım planlamaya göre gelecek kışa bir bebekleri olur. Eşi en büyük destekcisi.. Barış, Medine'den daha çok istiyor. Çalıştığı için, yaza düşünüyorlar... Onlar düşüne dursun biz heyecanla bekleyelim...

EFE CAN VE ECE SU OLMADAN GEÇEN 3 SAAT....
Eşimin iş arkaşlarında toplanılacaktı, onlarda bekar çocuklarıda yok diye düşündük. Ece Su da uyumuştu, asıl yaramaz ayaktaydı ama ne yapabilirdik ? Babalarında kaldılar evde gerçi onlar hoş vakiitler, gecirmişler ama ben huzursuzdum. Aklım evdeydi hep, gecen zaman zarfında. Sadece canlarımı cok özledim. Ev sahibi Şebnem di, harika ağırlandık. Sevilay ve Şebnem gecede harikaydılar, ara ara zaman olmasada, mutfak kacamaklarında, bende espirilere ortak oldum. Eve döndüğümde canlarıma sımsıkı sarılıp, doyasıya kokladımm...
EFE CAN UYKUYA DALANA KADAR KOLLARIMDA....
Kolum ve kokumsuz uyumayan bir oğlum var.Mutlaka! yanına yatmalıyım, yüzümü oksamalı, kokumu hisetmeli böyle uyuyor.. değiştiremiyoruz. Uykusu gelince düden yani benim. DÜDEN kol aç...
Allah tan erken dalıyor:)
uyuyana kadar da bütün gün ne öğrendiyse aynı seyleri tekrarlayarak uyuyor:)
!!!...
Bu durum nadir karşılaştımız bir durum kendilliğinden uyuması...... daha doğrusu yorgunluktan düşüp bayılması.........

15 Aralık 2009 Salı

Efe Can-Ece Su


Ece Su dünyaya geleli 15 -20 dk olmuştu.
Canım kızım benim iyi ki aramızdasın, bizimlesin....

O kadar uslu bir bebekti ki hala öğle!
Ha varlığı ha yokluğu hiç üzmedi, yormadı anneciğini inş. hep böyle devam eder...

Vee MAAŞALLAH güzelde yiyoruz ayırt etmeden herseyi...
Babamız korkutuyor beni kızımız obez olcak diye ama cok kilosu yok normal... ne yapabilirim ki oğlumuz hiç yemek yemiyordu 4 yasına kadar bu yüzden, kızımın birşeyler yemesi beni cok mutlu ediyor...
Kesin bir 5 ayımız bu pusette uslu uslu yatarak gecti.
Ağladı yeter dedii..
Bizde ara ara örümceğe koyuyoruz.. artık..
Oğlumuzu doktor önermediği için koyamamıştık.


Ece Su ayna da kendisiyle tanışıyor...
Galatasaraylı olcak inş.
İkra ve Ece su 2 kuzenler... Amca kızı oluyorlar, kızım İkradan 30 gün büyük. Ne sevimliler dimi...

Hırcın Efe Can...

Net konuşamasada kendini ifade edebilen bir çoçuk,
oğlum konuşuyor ama işine geldiği gibi... çözülecek inş...
o kadar zor cümleler kuruyor ki ben onu dinlerken çok yoruluyorum:)
Efe Can nın dilinden ör:
baba gel yo=babam gelmedi demek
ben abi oyna yo= abiyle oynamayacağım demek

Düden kız yo= anne bana kızma demek ( oğlum bana anne demiyor) Gülten i kısaltıp düden diyor.
Ece Su= ECE BUM demek. Çok orjinal dimi bizede alıştırdı. Babası da bende ece bum diyoruz... su = bum demek ona göre, okadar cok ece bum
diyo ki eve gelen misafirlerimizde ECE BUM diyor:):)
Kızım herseyi yiyor oğlumsa pilav,makarna,yoğurt....
pilavın yanında da çay:) Vazgecilmezi....
Çok yaramaz bizi çok yoruyor, arada da böyle şirinlik yapıyor....
Kızımın baba ya düşkünlüğü...

Kızım oğlumdan çok çekiyor.. çok..
Oğlum da kardeşinden cekiyor:)
oyunu kuruyoruz.Ece bozmaya uğraşıyor, oğlumsa çıldırıyor...
Vee kızım parmaklarını yemek le yetiniyor....

Antalya ya gidiş nedenimiz, yeğenimin askere gidecek olması idi.
Askere yapılan kına gecesinde Efe Can ve Ece Su yu al bayraklarla süsledik..

Kızımda gelin olurken eline yakılan kınada böyle ağlarmı ki....
Emre yi askere yolladık.

Hayırlı teskereler diliyoruz!...

14 Aralık 2009 Pazartesi

MERHABA...

Bloğumuzda ki amaç; 2 canımı tanıtmak.Heyecanlarını, kahkahalarını, çığlıklarını, yaramazlıklarını vs... paylaşmak.Canlarım derken; Efe Can 4 yasında Ece Su ise 7. ayında..
VE
Biz ailecek başka şehirdeyiz...
önce ev eşyalarımız geldi yaklaşık 15-20 gün öncesinden hiç görmediğimiz, bilmediğimiz bir şehirde bir evimiz vardı artık.Bizde
20.07.2009 da geldik. Şu an Elazığ ilinde ikamet ediyoruz.Antalya ya
göre zor bir sehir ama alıştık.Zaman alışmayı öğretiyor insana. Neden mi Elazığ?
Eşimin işi nedeniyle 4 yıl burdayız şimdi...
Sadece özlem var. Ailemi cok özlüyorum..
vee
geleli 5 ay olmuş!
gerçi biz 4 aylıkken bir Antalya tatili yaptık bile:):)....


NERDEN BASLASAMMM...

Öncelikle oğlumla baslamak istiyorum.Bebekliğine dair bir kac resim ekleyerek devam etmek istiyorum....



O çok sevdiği arabası

Aslan oğlum benim! 9. aya girdi, apalamadan yürüdü...

Ne yapsın çocuk herşeyi o kadar hızlı oldu ki afalladı!... Yürüdükten sonra apaladı:)

Aile boyu erkek kuaföründeyiz...Babası da namaz kılıyor yanında oda babasına bakarak namaz kılmaya çalışıyor...canım benniiimm...Ne kadar masum...Oğlum Antalya sahilini turlarkenvee ŞİMDİ ki EFE CANCanlarım büyüyorlar...